Ana içeriğe atla

CİNSEL İSTİSMAR NEDEN ARTTI?


Cinsel istismar neden arttı?



Şu son zamanlar da; hemen hemen her gün cinsel istismar suçlarının işlendiğini duyuyoruz. Kadın, erkek, çocuk, hayvan ve hatta canlı olmayan bazı cisimler bile bu saldırılarının mağduru oluyor. En çok da kendini savunamayacak kadar küçük çocuklarımız…

Bu nasıl bir vahşettir ki; her geçen gün bu saldırılar sürekli olarak artmaya devam etmektedir. Önce; küçük bir çocuğun ya da her hangi birisinin cinsel istismara uğradığını duyuyoruz. Devamında ise; saldırganın gözaltına alınması, serbest bırakılması, verilen cezanın indirimleri ve cezanın yetersizliği konuşulmaya başlanıyor. Bu saldırıların her geçen gün artması ve verilen indirimli cezalar sadece bu saldırıların yakınlarını değil bütün toplumu huzursuz ediyor. Verilen cezaların azlığı bu suçların artmasında en önemli etkendir. Bu iğrenç suçları işleyenlerin cezalarının indirimi olmaz. Hâkimin ceza verirken sanık lehine iyi hal indirimi ve Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması gibi karar verme yetkisi vardır. Ama bu indirimi kullanmak gibi bir zorunluluğu yoktur. Hâkimin hangi durumlarda indirim uygulayabileceği açıktır… Bu yetkisini taraf tutmak ve kayırmak için kullanmaması gerekir. Cinsel istismar gibi suçlarda böyle indirim falan kabul edilir bir durum değildir. Hâkim ve savcılar verdikleri kararlarda adil olarak karar vermelidirler. Aksi takdirde verdikleri taraflı kararlardan dolayı takdiri ilahinin adaleti onlar için de tecelli eder.

Geçenlerde yaşlı bir sapık; parkta ki kadın heykelinin arkasından sarılmış ve yoldan gelip geçenlerin gözü önünde cinsel istismarda bulunuyor. Bu sapığın suçu sadece cinsel istismar değil toplumun gözü önünde genel ahlaka edebe aykırı huzur ve sükûnu bozma davranışından dolayı da cezalandırılması gerekir. Nasıl bu durumlara geldik? Eskiden bu kadar tecavüz olayları yoktu. Olana da çok ağır cezalar veriliyordu. Cezalar korkutucu caydırıcı olabilir ama asıl olan bu kirli ve kokuşmuş beyinlerin yok edilmesidir.

Bu nasıl bir sapıklıktır? Adana’da Sedat Keser adındaki cani komşusunun düğününe giderek içeride uyuyan 4.5 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismar da bulundu. Bunu fark eden davetlilerden birisinin bu caniye saldırmasıyla çıplak kaçmaya çalışsa da; bu sapık hemen polis tarafından yakalandı. Sadece Adana değil bütün ülke ayağa kalktı ve bu sapığı linç etmek istedi. Tutuklanan bu cani güvenlik gerekçesiyle Niğde cezaevine nakledilerek tek kişilik hücreye konulduğunu basından öğrendik. Bu caniye işkenceyle verilecek ölüm dışındaki hiçbir ceza kamuoyunun vicdanını rahatlatmayacak. Ölüm cezası verilse bile; o çocuğun ıstırapları ömür boyu sürecek ve asla tamiri mümkün olmayacak… Hiçbir ceza bu çocuğun çaresi olamayacak. Cezanın ağırlığı bu suçu işlemek isteyenlere caydırıcılık niteliği taşıyabilir.

Okulda cinsel saldırı, yurtta cinsel saldırı, sokakta cinsel saldırı, iş yerinde cinsel saldırı, Üniversitede temizlik görevlisine ve kız öğrencilere sarkıntılık, aile içinde istismar… Devlet bu sapıklar için ne yapıyor? Toplum ne yapıyor? Cinsel istismar suçlarının belki de çoğunluğu açığa çıkamıyor. Çünkü öyle bir toplum yapısına sahibiz ki; bu saldırıyı yapanı değil de bu saldırının mağdurunu yargılamaya sorgulamaya başlıyorlar. Acaba ne yaptı, kuyruk mu salladı, kahkaha mı attı, tayt mı giydi, açık mı giyindi, gözünün içine davetkâr mı baktı, ne işi vardı o saatte sokakta, hoca not vermeyince iftira mı attı gibi saymakla bitmeyecek birçok sorunun cevabını öğrenmeye çalışırlar… Mağdurda; sapığın tehditleriyle kimsenin kendisine inanmayacağını düşünür, utanır ve uğradığı bu cinsel saldırıyı açıklayamaz…


Oysa bu saldırının mağdurları susmak yerine seslerini çıkartmalıdır. Kararlı bir şekilde verilen cezaların azlığı karşısında hukuk mücadelesinin her aşamasını yılmadan bıkmadan vermelidir. Hukuk mücadelesinden sonrada verilen kararlarla tacizci ve tecavüzcüleri toplum içine çıkamayacak şekilde basın yayın organlarıyla deşifre etmelidirler. Yargının verdiği taraflı ve hatalı kararlarda açıklanmalıdır… Bu bir sorumluluktur…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PROBLEM ALANLARINA GÖRE REHBERLİK TÜRLERİ

PROBLEM ALANLARINA GÖRE REHBERLİK TÜRLERİ 1.Eğitsel Rehberlik 2.Mesleki Rehberlik 3.Kişilik Rehberliği Bireyin büyümesinde ve gelişmesinde karşılaştığı sorunları ve problemleri,rehberlikle ilişkili gereksinimleri bakımından 3 ana başlık altında toplamak olasıdır. Bilindiği gibi rehberlik,okullarda bütün öğrencilere yardım götürmeye dönüp,yalnız problemli öğrencileri ele almaz.Bu bakımdan Rehberliği öğrencilerin problemlerine göre çeşitlere ayırmak yoluna gidilmiştir.16 Rehberlik hizmetleri başlangıçta okullarda okuyan gençlerin mesleğe yönelme ve meslek seçme sorunları ile eğitsel sorunların birbiriyle iç içe olduğu görülmüş;böylece rehberlik hizmetlerinde mesleki rehberlik çalışmalarının yanı sıra eğitsel rehberlik çalışmaları da önemli bir yer almaya başlamıştır.Kişisel rehberlik boyutu ise,çağdaş rehberlik uygulamalarının oldukça yeni bir boyutudur.Demokrasi anlayışındaki gelişmeler ve demokraside bireye verilen değer,psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerinde ...

OKUL REHBERLİK SERVİSİ ÇALIŞMALARI

OKUL REHBERLİK SERVİSİ ÇALIŞMALARI  Öğrencilerin ilgi ve ihtiyaçlarına göre rehberlik programının hazırlanması:  Kişisel-sosyal, eğitsel ve mesleki amaçlı bireysel görüşmelerin yapılması:  Herhangi bir konuda yoğun ihtiyaç gösteren ya da sorun yaşayan veya sorun yaşaması muhtemel risk gruplarındaki öğrencilere yönelik her türlü bireysel ya da grupla danışma  Okula uyum problemi yaşayan öğrenci ve velileri ile bireysel görüşmeler yapılması.  Okuldaki risk faktörlerinin tespiti (riskli, parçalanmış aile çocuklar vb öğrencilerin belirlenmesi )  P.T.E ve OTOBİYOGRAFİ sonucu sınıflardaki sorun tespit edilen öğrencilerle, aile ile ve okulda bulunan diğer birim ve kişilerle görüşmeler yapılması  Disiplin problemi çıkartan öğrenci ile görüşerek nedenlerinin anlaşılmasını sağlamak varsa çözüm üretmeye çalışmak.  Öğrencilerin ders başarı durumları ve devam durumlarının araştırılması, nedenlerinin belirlenmesi ve iyileştirme çalışmalarının yapılması  Öğrencilere yönelik eğitsel-mesle...

ÖĞRETİM BASAMAKLARINA GÖRE REHBERLİK TÜRLERİ

ÖĞRETİM BASAMAKLARINA GÖRE REHBERLİK TÜRLERİ 1-Okul öncesi eğitimde rehberlik 2-İlköğretimde rehberlik 3-Orta öğretimde rehberlik 4-Yüksek öğretimde rehberlik Eğitim sistemleri çeşitli öğretim kademelerinden oluşur. İlk, orta ve yükseköğretim kurumları başlıca öğretim kademeleridir. Rehberlik uygulamalarında gerek ülkemizde gerekse batı ülkelerinde uygulamaların diğer öğretim kademelerine oranla ortaöğretim kademesinde daha yaygın ve yoğun düzeye eriştiği görülmektedir. Bu sonuç okulların ve öğrencilerin özellikleri bakımından psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerin en çok ihtiyaç duyulan öğretim kademesinin orta öğretim olduğuna dikkati çekmektedir. Genel olarak hangi eğitim basamağında verilirse verilsin rehberlik hizmetlerinin amaç ve genel ilkeleri değişmez ancak bu genel amaç içinde yer alan alt ve özel amaçlar ve bunları gerçekleştirmede uygulanacak programlar, seçilen etkinlikler kullanılacak teknik ve yöntemler değişebilir. Bu bakış açısına göre farklı ...